Eveeet yeni sezon da geldi çattı. Futbolun en büyük kalelerinden biri olan Avrupa’da herkes futbol izliyor, futbol konuşuyor, maçların kendisinden bile daha uzun süren tartışmalara giriyor. Türkiye futbol delisi bir ülke olduğu için Murat Karayılan’dan, olası ekonomik krizden* çok futbol konuşuyor şu anda. Avrupa ligleri ve şike olaylarımız saolsun.
Hepimizin erkek arkadaşları, sevgilisi, babası, abisi, eşi var. (Benim sevgilim, abim ve eşim yok ama boşver sen onu akdhjskdjsk) Hadi sevgiline surat yaptın diyelim babana ”baba ben seni babalıktan reddediyorum!!!1111bir!” mi diyeceksin? Bu yüzden gözünüzü seveyim dırdır yapmayın geçici birşeydir bu. Bizim Gossip Girl’ü, Sex and the City’yi, Aşk-ı Memnu’yu, Öyle Bir Geçer Zaman Ki’yi izlediğimiz tutkuyla (hatta bazen daha fazlasıyla) adamlar Barcelona FC-Real Madrid maçını izliyor. Hatta bizim diziyi konuştuğumuz gibi kendi aralarında futbol konuşuyorlar. Dünya Kupası Allahtan 4 yılda bir yapılıyor. Herifler öyle bir heyecana, gaza geliyor ki gören de Barney’s ve Henri Bendel mağazaları %90 indirim yapmış, Manolo Blahnik artık kadınlara hayrına ayakkabı yapıp dağıtıyor zannedersin. Vuvuzela sesi kafamı becerdi attı Dünya Kupası adlı büyük organizasyondan soğudum.
Benimki** birkaç gün önce NTV Spor’un anonsunu yanlış anladığı için 5-0 biten maçı banttan tekrar izlemiş. Maç 3-0 olduğunda Twitter’da ”Ulan Barcelona hep aynı tip golleri atıyo, ne bal var amk” diye yazıyordu ve ben tüm akşam boyunca mesaj bekledim kendisinden. Açıkçası 2 direğin ortasına gerilmiş bir ağı topa geçirmeye çalışan o kadar adam ve olayla hiçbir alakaları olmadığı halde bunu sinir stres yapan 10 dakika boyunca aralıksız küfür eden (aynı küfrü 2 defa etmiyor bazı abiler, gözlemledim) adamları anlamam mümkün değil ama bunu herkese söylememeye çalışıyorum. Bence adamları futbol sezonundayken rahat bırakmak lazım. Çünkü haddinden fazla sinirli olabiliyorlar.
Tavsiye 1: ”Ofsayt nedir?” gibi bir soruyu erkek arkadaşınıza sormayın. Çoğu zaman bilir ama anlatamaz. Ben anlatıcam şimdi hem de örnekle.
Ucuzluktaki süper çantayı almak için Mango’ya girdiniz. Sadece bir tane kalmış, o da kasanın (kale) hemen yanında. Ama bu çantanın tek taliplisi siz değilsiniz. Çantayı gözüne kestiren diğer bir müşteri (rakip oyuncu) de sizin hemen yanınızda bitiveriyor. İkiniz de durumun farkındasınız ve hızla kasaya (kaleye) yöneliyorsunuz. Tam o esnada; biraz önce bluz aldığınız Zara’da ödemeyi yaptıktan hemen sonra çalan cebinizi cevaplamak için cüzdanınızı çantanıza koymadan arkadaşınıza verdiğinizi ve onda unuttuğunuzu fark ediyorsunuz. Bir yandan kasaya doğru koşarken diğer yandan da elinizi havaya kaldırarak arkanızda kalan arkadaşınızdan cüzdanı (topu) istiyorsunuz. Öyle bir durumdasınız ki, rakibinizin gerisinde kalırsanız kasaya daha uzak kalacağınız için avantajınızı kaybedeceksiniz ama eğer arkaya geçmezsiniz arkadaşınızdan uzak kalıyorsunuz ve arkadaşınız da o kalabalıkta size cüzdanınızı fırlatamıyor, her şey bir an meselesi. Bu durumda yapmanız gereken rakibinizin arkasına geçip cüzdanı (topu) almanız ve cüzdanı ele geçirdikten sonra rakibinizi geçmeye çalışmanız. İşte ofsayt bu. Top sana atıldığı anda kaleye rakibinden daha yakın olamazsın.
Tavsiye 2: ”Neden 22 adam bir topun peşinden koşuyor yaaa?!” demeyin, 22 top bir adamın peşinden koşsa daha mı iyi cevabını almanız ve hafiften kapak edilmeniz an meselesidir.
Tavsiye 3: ”Takımını mı daha çok seviyorsun, beni mi?” diye bir soru sormayın ikinizin de yeri ayrıdır muhtemelen. Daha da kötüsü hayallerinizin erkeğini bir Beşiktaş veya AC Milan için kaybedebilirsiniz. (Acemi lan esprisini daha önce yapmış olan kişi sana sesleniyorum yatacak yerin yok lan şerefsiz!!!1111!bir!)
Tavsiye 4: Fikstürü dolabınıza asın, çevrenizdeki erkeklerin ne zaman kapsama alanı dışında olduklarını bilirsiniz en azından. Kendi kendinize oyalanın, arkadaşlarınızla çıkın, alışveriş yapın.
Tavsiye 5: Mutlaka bir takımdan bir oyuncuya karşı hayranlık besleyin. Fangirl olun yani. Barcelona’yı günahım kadar sevmem ama Gerard Pique baya taş. Shakira da biliyor işini. Salak, mal çok kıskandım. Azcık daha nette dolanırsanız Messi ile tanışabilirsiniz belki web camden kız düşürmeye çalışıyordu en son. Şimdi o kız nerededir, napıyodur bilmem.
Tavsiye 6: Sevgiliniz Read Madrid taraftarıysa ve Ronaldo fanıysa gözünüzü seveyim saçını onun gibi yapmasın. Eğer yapmaya başladıysa ilişkinizi gözden geçirin ve bu yazıyı okumayı kesin. Zaten işinize yaramayacak bu saatten sonra.
Tavsiye 7: Eğer evliyseniz veya birlikte yaşıyorsanız ve evde PlayStation 3, X-Box, Wii gibi oyun konsolları varsa sıçtınız demektir. Maçın kendisini izleyecekler, maçtan daha uzun süren tartışmalara girecekler, sonra en sonunda araları tatlıya bağlanınca PES ya da FIFA atacaklar. Passiflora gibi sakinleştiricileri deneyin veya 1 yıllık alışveriş kotanızı o gün içinde doldurun.
Tavsiye 8: Forever New, İpekyol, İnci, Mango, Koton, Adil Işık, Desa gibi mağazalar güzeldir eliniz boş dönmezsiniz. Biraz daha zenginseniz sizi Chanel, BCBG: Max Azria, Sephora ve Vakko gibi mağazalara alalım. Eşiniz faturayı görmeden önce çerezleri silip, modemi resetleyin, internet geçmişinizi silin falan filan olacaklardan ben sorumlu olmak istemiyorum.
Tavsiye 9: Messi yeni bir Victoria’s Secret modeli değil, Playboy kızı da değil yanlış anlamayın futbolcu sadece. Ama gene de götü yere yakın olandan korkacaksın valla tedbiri elden bırakmayın kızlar.
Tavsiye 10: Hiç olmadı NTV Spor’un şu şiir gibi lig reklamını izletin erkek arkadaşınız kendiliğinden soğur zaten. ”Tası tarağı alıp köye mi yerleşsek yeaaa?” sorusunu ise duymamazlıktan gelin.
* RTE başganımız teğet bile geçmeyecek diyor ondan referans alarak yazdım. FEM Dershaneleri’nin en bomba transferi oldu bu Miami Heat’in LeBron atağı bile bu kadar bomba bir transfer değildi. Yıldırım Demirören örnek alsın örnek! Alemin en kral geometricisi bizim başbakan.
**Bu yazıyı yazmam için bana ilham veren bir erkek arkadaşımdı kendisi. İsmini vermek istemedim. İzin almadım çünkü kendisinden.
Ojeli kız blogu şiirsiz bitmez;
David Stern oyunculara vermesin taviz,
Biz yaşamasını da biliriz NBA’siz.
Beşiktaş forması giyicez içtik ant,
Gel artık Kobe Bryant.
Messi Chatroulette’de kızlara sulanır,
Barça’ya 4-1 çakılınca gözleri sulanır,
Paris Hilton der Ronaldo’ya kaka o kaka,
NTV’deki kadın der ”Kaka aah Kaka”.
NBA’de lokavt kalksın Paul Pierce’a kaside yazmayı planlıyorum. Hem de aruz ölçülü.
(İç Ses: Kaside zaten aruzla yazılır mal.)
”Futbolsuz Yaşayamam Abi” derneği bana maaş bağlamalı bence.
Not: Bu akşamki maçı İlker Yasin anlatacakmış beyler :( Benimkinin** dediğine göre maçın ortasında ”Hadi Messiii” diye kendisini yırtacak kadar taraflı anlatıyormuş maçı.
